Her şeyi bildiğini sanmak hastalığı

HER ŞEYİ BİLDİĞİNİ SANMAK NEDİR, HASTALIK MIDIR, CAHİLLE SOHBET NEDEN EDİLMEZ?

"Cahille sohbet edilmez." sözünü hep duymuşuzdur. Cahille sohbet; Kalıplaşmış düşünce yapısına bağlı fikirleri olduğu için edilmez. Kendinin yetersiz olduğunun farkında olduğu için, sadece kendi fikirlerine odaklanır. Dışarıdan alınan görüşlere kesinlikle karşıdır çünkü dar görüşlüdür.

Karşısındaki insanı dinler gibi yapar, anlamaz. Anlamaya çalışmamak için de elinden geleni yapar. Çünkü sizi anlarsa, kendinin yetersiz olduğunun farkına varır. Bu da hayatının büyük bölümünü kibir ve nefretle donatmış biri için oldukça ağırdır.

Her şeyi bildiğini sananlar; Kendini geliştirmekten yoksun, daha henüz kendinin farkında olmayan insanlardır. Az bilirler ama çok fazla konuşurlar. Konuştukları kadar da kendilerini bilgili sanarlar. Bildikleri şeyi de ölümüne, şiddetle savunurlar. Körü körüne bağlanırlar. Bir şeyin peşine giderler. Ama neden gittiğini onlar da bilmezler.  

Bilmedikleri şeyin de kölesi olurlar. Kendi kendilerine ölümüne över dururlar. Neyi neden yaptıklarını daha bilmezler. Sizin bilgi sahibi olduğunuz konuda bile, kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar. Sizin ilgi alanınız olmasına rağmen, onunla ilgili bili bir fikre sahiptirler. Bu durumda sizin canınızı daha çok sıkar. 

Durmadan laf sokup dururlar. Bunu kendilerinde hak sayarlar çünkü ona göre en çok bilen odur. Bunun için de kendilerinde hak olarak görür, itinayla laf soktuklarını sanırlar. 

Yüksek sesle konuşurlar çoğu zaman. Çünkü yüksek sesle konuşarak, karşısındaki insanı sesten bastırır. Bunun sebebi ise tamamen suçluluk psikolojisidir. Bu şekilde davranarak kendini avutur. Kendi vicdanını rahatlatır. 

Aslında bu tür cahil kesim kendilerine güvenmezler. Zaten kendilerine güvenmedikleri için başkalarına yukardan bakarlar. Başkasının fikirlerini önemsemezler. Yani sorun tamamen kişinin kendindedir. Kendilerine güvenmedikleri gibi, fikirlerine de güvenmezler. Bu durum da onları körü körüne bağlılığı teşvik eder. Çünkü onu savunurak kendini avutmaya çalışır. 

Yine her olayda olduğu gibi bunda da en önemli şey eğitimdir. Çünkü iyi eğitim görmüş her birey sorgulama yetisi kazanır. Tabi her şey eğitimle de bitmiyor. O kadar okumuş bir yerlere gelebilmiş insanlar görüyoruz, hayatları boyunca kendilerini geliştirmek adına tek bir şey yapmamışlar.  

Yani eğitimle de bitmiyor iş. Kişi kendini tanımalı, tanıdıktan sonra da kendi alanında kendini geliştirmeli. Eğitim de yetmiyor. Ayrıca cahillik mutluluk getirir. Cahil insan hep mutludur. Bildikleri yada bilmedikleriyle yetinir durur.

Kendinize güvenin ve araştırmalar yapın. Başkalarından hiçbir farkınız yok. Onlar o konu hakkında nasıl fikir sahibiyse, sizde doğrusunu öğrenip karşılarına çıkın. Ya bazen çatışmaya girmemek de gerekiyor. Şimdi bu durumu ailenizden yola çıkarak ele alalım. 

Ailenizden karşıt görüşteyseniz ve aileniz toplumun değer yargılarının belirli bir tarafındaysa, çatışmaya girmeyin. Çünkü onlara doğruyu anlatamazsınız. Bu insanların asıl doğrunun farkında olmadığını mı sanıyorsunuz. Tabikide onlarda görüyorlar, bazı şeyleri anlıyorlar. Onların tarafı körü körüne bağlılıktan geçiyor. 

Belliki buna inanmak onların daha kolayına geliyor. Bir başka ihtimal olarak da geçmişlerinde büyüklerinden bu şekilde görmüş, durumu körü körüne bağlılıkla sindirmiş olabilir. Onları anlamaya çalışın. Çünkü bazı insanlar kendileriyle barışık değildir. 

Onlara doğruyu göstermeye çalışın. Ama bunu çatışarak yapmayın. Davranışlarınızla gösterin. Çünkü sözlerinizi anlamayan insanlar, davranışlarınızdan o durumu benimseyebilir.