NOSTALJİ NEDİR, NOSTALJİYE MERAK NEDİR, İNSAN NEDEN GEÇMİŞE ÖZLEM DUYAR
İnsan yaratılış gereği, geçmişini hatırlar durur. Unutabilmesi bir o kadar zor olan bu geçmiş, kişinin geleceğini belirleyen asıl meseledir. Dolayısıyla psikolojik olarak, geçmişe hep bir özlem duyar. Bunun sebebi psikolojik sebeplerdir. Bazıları da vardır ki hep geçmişiyle yaşar. Bu tür insanların psikolojik problemleri vardır. Bu yönden, tedavi olmaları gerekmektedir. Geçmiş, insanın içinde yaşadıkları veyahut yaşayamadıkları anılarını biriktiren zaman dilimidir. Kimisi çocukluğunu özlemektedir, bunun için geçmişi yad eder durur. Kimisi ise geçmişinde sevilmemiş, sevmeyi bilmeyen birine dönüşür. Çocukken yaşadığınız her durum, geleceğinizi belirler. Aslında çocukken yaşadığımız acıların, üzerimizde çizdiği kişiyiz. Hayatta da çocukluğumuzun, bizi götürdüğü yere gidiyoruz.
İnsanoğlu bu yahu!
Elinde olmayan ne varsa ister. Düşünmez geçmiş geçmişte kaldı, hatalarımdan ve yaşadıklarımdan tecrübe edinip yoluma bakayım. Geçmişe duyulan özlem, bugüne nefret etmenin getirdiği duygudur. Aslında bir tür psikolojik rahatsızlık sayılan bu durum, insanı yer bitirir. Gece uyurken, bir iş yaparken hatta dinlenmeye çalışırken bile aklınızı geçmişiniz kurcalar durur. Bazen eski oturduğunuz mahalleyi düşünürsünüz, bazen çocukluğunuzu bazen ise eski arkadaşlıklarınızı. Buna bağlı yaşamak ise bir hayli zor. Eskiye dönük düşünmek, eskiye bağlı kalmak insanı yıpratır. Kişi mutsuz olur ve kesinlikle hayattan zevk almaz. Evrensel bir amaç olan bu mutluluk, kişiyi arayışa sokar. Kişi mutluluğu arar durur. Bu geçmişe dönük insanlar ise, mutlu olmayı bir türlü bilmez. Çünkü hep umutsuzluk ve geriye dönük şekilde hayatlarına devam ederler. Sonuçta insanoğlu, hayatını mutluluk evresinde şekillendirir.
Şimdiki zamana gelirsek, kişi şuanki hayatından memnun değilse ve şuanki hayatında mutsuzsa geçmişe dönük yaşar. Yani asıl sorun geçmişte olduğu gibi, şimdiki zamanda da vardır. Şuan eğer istediği gibi bir hayatı yoksa, kafasında bir dünya çizer ve onu yaşar. Aslında kendisinin de bu çizdiği dünyadan haberi olmaz. O dünyayı zihninde yaşar. Kendini ya geçmişe dönük yada şimdiki zamanda kendine ait dünya kurmuş olur. Bu durum kesinlikle bir psikolojik hastalıktır. En kısa sürede bu durumdan çıkmalı kendi iradesiyle çıkamıyorsa gerekli yerlere başvurup yardım almalıdır. Bir müddet sonra kişiye zarar verip, psikolojisini bozan bu hastalık tedavi edilmelidir.
Geçmişe özlem duyma, günümüzde o kadar yagınlaşmış durumda ki. Ama insanlar bu durumun ciddiyetinin farkında dahi değil. Farkına varıp, şimdiki zamanı da sevmeli. Sonuçta geçmişteki kişi de biziz, şuanki kişi de. Geçmişi bir kenarına bırakıp acilen mutlu olmanın yollarını bulmalıyız. Mutluluk kişiden kişiye değişen, göreceli bir kavramdır. Temel ahlak yasaları dışında, herkesin doğrularının farklı olduğu gibi; Mutluluk anlayışları da farklıdır. Kimine göre mutluluk bir kişiyse, kimine göre para yada her şeyi elde etmek. Kişi; toplumun varlığını önemseyerek, hareket etmelidir. Bunun dışında bireyi mutlu edecek şeylerin peşinden koşmalıdır. Geçmişe bağlı kalmak etik olmadığı gibi bireye mutsuzluk da getirecektir.