ZOR OLACAK AMA BİZ BAŞARACAĞIZ
Kanser nedir, kanserle nasıl başa çıkacağız, başaracak mıyız?
Kanser herhangi bir organın yada dokunun kontrolsüz çoğalması yada büyümesi sonucu ortaya çıkan hastalıktır. 150'den fazla kanser türü tespit edilmiştir.
Günümüzde meme kanseri, mide, karaciğer, akciğer kanseri çok görülen kanser türleridir.
Kanser oluşumuna yaşamınız boyunca maruz kaldığınız radyasyon, bazı virüsler sebep olabilir. Ayrıca yaş, kötü beslenme, hormonal etkenler, tütün, aşırı şişmanlık ve zayıflık, radyasyon da yol açabilir. Kanserin en tehlikeli evresi ise, 4.evresidir.
Kanserin belirtileri ise; halsizlik, birden olan kilo kaybı, öksürürken kan gelmesi, saçın dökülmesi, mide ağrısı, karın ağrısı, kemik ağrıları, vücutta oluşan kitle, memede oluşan kitleler, idrardan kan gelmesidir.
İnternet üzerinde gördüğümüz, kansere iyi gelen yiyecekler adı altında satılan yiyecekler tamamen yalandır. Kansere iyi gelen yiyecekler diye satılan hiçbir yiyecek temin edilmemeli, tüketilmemelidir.
Kanser, mücadele gerektiren bir dönemdir.
İnsanı psikolojik olarak çökerten, duygu ve davranış biçimlerini değiştiren zaman dilimidir. Ayrıca insanın çevresini, insanlarla ilişkilerini kısacası bütün yaşamını etkiler.
İlk başta kanser teşhisi konan kişinin yapması gerekenleri sıralayalım.
Bu dönem içerisinde insanın umutsuz olmaması, sabırlı olması gerekir. Kendinizi sevin. Hatta kendinizi kusurlarınızla sevin. Çünkü insan kusurlarıyla özgün kişiliğini oluşturur. Kusurlarımız bizi biz yapandır. Hayat içerisinde sağlık sorunlarımız olabilir. Önemli olan bulunduğumuz konumda yaşadığımız sorunlara, çözüm üretebilme kapasitesine sahip olmamızdır. Her zaman umut edebilmeliyiz. Yaşamak umudunuz mu yok?
Aynanın karşısına geçin ve ne kadar değerli olduğunuzu görün. Herkesin sorunları vardır. Kimsenin hayatının mükemmel olmadığını düşünün. Kiminin içerisinde çocukluktan kalma travmalar var, kimisinin şimdiki yaraları mutsuzluğa iter. Ama bu hayat sizin hayatınız. Bu hayat bizim hayatımız. Biz imkan vermediğimiz sürece kimse aklımızda yer edinemez. Hatta ve hatta hiç kimse bizi mutsuzluğa itemez. Kendinize izin vermemeyi öğretin. Kendinize hayır demeyi öğretin. Bazen sağlık sorunlarınızın da, insanlar ve hatıralar gibi geçici olduğunu anımsayın, bilin.
Çocukluğu güzel geçmemiş bir birey düşünün. Hayatı boyunca hep yaraları kalıcıdır. Bu kalıcı yaralar o insanın bütün hayatına mal olduğunu bilin. Peki ya bu insanlar ne yapıyor şimdi?
Hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Kimisi tecrübe edinmiş bir şekilde devam ediyor, kimisi bütün nefretini insanlıktan çıkararak. Ama ne olursa olsun hayat devam ediyor. Sırf sağlık sıkıntımız var diye hayattan vazgeçmek doğru mudur?
Her birey özeldir, her birey kendi içinde güzeldir. Kendi içinizdeki çiçekleri soldurmayın. Vazgeçmeyin çünkü hayat vazgeçebileceğimiz kadar uzun değil. Hele kendinizden hiç vazgeçmeyin. Çünkü insan kendini sevmezse, başkaları da sevmez. Kendinize saygı duyun ki başkaları da duysun. Ha başkalarının sizi sevip saygı göstermesini de o kadar benimsememeliyiz. Bu da doğru değil. Yürüdüğünüz yol sizin yolunuz. Vardığınız yeri de, varamadığınız yeri de en iyi siz bilirsiniz.
Kendinden vazgeçmeyen insanlar çok güzel. Yani siz çok güzelsiniz. Bulunduğunuz ortamı sizin o güzel gülüşleriniz anlamlandırıyor. İnanın ve başarın. Umutsuzluğa düşmeyin. Sahip olduğunuz bedenin değerini bilin.
Kanser yakınıysanız eğer, onları anlamaya çalışın. Depresyona girerlerse, psikolojik olarak yardımcı olun ve onları asla yalnızlarmış gibi hissettirmeyin. Onların pozitif düşünceler içerisinde olmasını sağlayın. Tabi bir yandan da duygularını yaşamasına izin verin. Kendisi yaşasın bazı şeyleri.
Ama en önemlisi şu hayatta iki şeyi çok iyi bilin;
Onları görün ve duyun.
Hem de dedim ya;
Zor olur ama başarırsınız.